1 - Bayi konseyi vb. bayi katılımlarının olduğu toplantılarda hangi konuların görüşülmesi sakıncalıdır?

Bilgi değişiminin rekabet ihlali doğurup doğurmadığının tespitinde ele alınan unsurlardan bir tanesi, değişen bilginin niteliğidir. Buna göre, kural olarak değişilmesinde sakınca görülmeyen bilgi türleri; firmaların bireysel olarak ayrıştırılmasına imkân verecek hususları içermeyen ve genel istatistikî veri niteliğindeki toplulaştırılmış satış ve üretim miktarları ile teşebbüslerin bireysel iktisadi karar alma kabiliyetini sınırlamayan teknik bilgilerdir. Ancak, değişilen bilginin koordinasyon etkisi doğurup doğurmayacağı hususu her somut olayın koşullarına göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Rekabet Kurulu'nun çeşitli kararları dikkate alındığında, geleceğe yönelik satış fiyatlarının, satış stratejilerinin ve adetlerin paylaşımı rekabet ihlali olarak değerlendirilebilmektedir. Yine Rekabet Kurulu kararlarında, geçmişe yönelik, satış adetlerinin ve satış rakamlarının paylaşımı nın daha az risk taşıdığı ifade edilmiştir.

Ancak unutulmaması gereken husus, bayi toplantıları vb. yatay toplantılarda rekabet öncesi işbirliğinin olabileceği, satışa ve fiyatlandırmaya yönelik hususların paylaşılmaması gerektiğidir.

 

2 - Satış sonrasında niteliksel seçici sistemi seçmiş bir markaya yapılan servislik başvurusu ne kadar sürede kabul edilecektir?

2005/4 sayılı Tebliğ’in “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (h) bendinde niteliksel seçici dağıtım sistemi, sağlayıcının, dağıtıcılar veya yetkili servisler için sadece niteliksel olan,anlaşma konusu mal veya hizmetlerin niteliğinin gerektirdiği, dağıtım sistemine katılmak için başvuran tüm aday teşebbüsler için aynı olacak şekilde belirlenen ve ortaya konan, ayrımcı bir biçimde uygulanmayan ve dağıtıcıların veya yetkili servislerin sayısını doğrudan sınırlamayan ölçütler kullandığı bir sistem olarak tanımlanmıştır. Aynı Tebliğ’in 4. maddesinin ilk fıkrasında ise “Muafiyet hükümleri, dikey anlaşmanın aşağıdaki koşulları taşıması kaydıyla sağlayıcının motorlu taşıt veya yedek parça ya da bakım ve 300 onarım hizmeti sağladığı ilgili pazardaki pazar payının %30’u; motorlu taşıtların dağıtımı için niceliksel seçici dağıtımın tercih edildiği anlaşmalarda ise %40’ı geçmemesi durumunda uygulanır. Niteliksel seçici dağıtım sistemi oluşturan anlaşmalar için pazar payı eşiği bulunmamaktadır.” denilmektedir.

2005/4 sayılı Tebliğ gereği niteliksel seçici dağıtım sistemini seçen bir sağlayıcı, belirlenen kriterleri karşılayan tüm tamircilerin yetkili servis olarak çalışmasına izin vermek zorundadır.

2005/4 sayılı Tebliğ’in Açıklanmasına Dair Kılavuz’da (Kılavuz) yer alan yetkili servis ağı niteliksel kriterlere dayanan bir sağlayıcının bu kriterleri nasıl uygulayacağına ilişkin 53. sorunun cevabında; “Başvuru yapan servis bu kriterleri karşılar karşılamaz yetkili servis olarak kabul edilmelidir. Ancak sağlayıcı, anlaşma yapmadan önce bu servisin kriterleri karşılayıp karşılamadığını kontrol edebilir.” denilmektedir.

Rekabet Kurulu bir kararında, Netice itibarıyla; distribütörün aday servisten gelen yetkili servislik başvurusunu gereğinden uzun bir süre (yaklaşık 4 ay) cevaplamaması, bu süre sonunda da kriterlerin değişeceğini gerekçe göstererek, başvuru en son aşamasındayken beklemeye alması ve yaklaşık 1 yıl sonra da adaya yeni standartlar çerçevesinde yeni bir başvuru yapması halinde yetkili servisliğinin değerlendirileceğini bildirmesi şeklindeki davranışlarının, 2005/4 sayılı Tebliğ hükümlerine aykırılık oluşturacağı; bu nitelikte bir davranışa 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesi çerçevesinde bireysel muafiyet de tanınamayacağı kanaatine varılmıştır.

Bu çerçevede, Başvuru yapan servise diğer aday servislerden farklı bir uygulamaya yapılamayacağı ve sağlayıcı, anlaşma yapmadan önce bu servisin kriterleri karşılayıp karşılamadığını kontrol edebileceği görülmektedir. Ayrıca cevap süresinin distribütör/üretici prosedürüne uygun yürütülmesi gerektiği ve 4 ay boyunca servis adayına cevap verilmemesi halinin gereğinden uzun süre olarak değerlendirildiği ilgili Kararda belirtilmiştir.

 

3 - Distribütör yetkili servislerinden eş değer kalitede yedek parçaları belgelendirmesini isteyebilir mi?

“2005/4 sayılı Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği”nin tanımlara ilişkin 3. maddesinin (s) bendinde eş değer kalitede yedek parça; “bir motorlu aracın montajında kullanılan parçalarla eş değer kalitede olduğu varsa mevzuat gereği aranan mecburi standartlara uygunluğunun üreticisi tarafından belgelendirilmesi gereken parçalar” olarak tanımlanmıştır.

Ayrıca belirtilen hükme ilişkin olarak bir yedek parçanın eş değer kalitede olduğunun nasıl gösterilmesi gerektiği hususu; “2005/4 sayılı Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nin Açıklanmasına dair Kılavuz”un 80. maddesinde “Bir yedek parçanın eş değer kalitede yedek parça olarak kabul edilebilmesi için, yedek parça üreticisinin söz konusu parçanın motorlu taşıtta buna tekabül eden parça ile eş değer kalitede olduğunu belgeleyebilmesi gerekir. Söz konusu belgeleme işlemi yedek parça üreticisi tarafından yapılmalı ve bu belgeye yetkili servise satış yapıldığı anda sahip olunmalıdır. Eş değer kaliteyi gösteren belge, yetkili servis tarafından talep edilebileceği gibi, bu belgenin sağlayıcı tarafından da yedek parça üreticisinden talep edilmesi mümkündür.

Parça üreticisi, üretmiş olduğu parçanın eş değer kalitede olduğunu ispat ettikten sonra, sağlayıcı veya yetkili servis eş değer kalitede olmadığını ispat etme hakkına sahiptir.” şeklinde açıklanmıştır.

2005/4 sayılı Tebliğ ve Kılavuz’un ilgili hükümlerinden hareketle, distribütör/üreticinin yetkili servislerinden söz konusu yedek parçaların eş değer nitelikte olduğunu ve standartlara uygunluğunu belgeleme talebinde bulunması mümkündür.

 

4 - Seçici dağıtım sistemini seçmiş olan bir markanın yetkili satıcıları ek satış veya teslimat yerini hangi koşullarla açabilir? Ve bu tesislerde hangi faaliyetlerde bulunabilir?

Ek satış veya teslimat yerleri açma özgürlüğü, seçici dağıtım ağı aracılığıyla binek otomobillerin veya 3,5 tonun altında azami ağırlığa sahip hafif ticari araçların satışıyla ilgilidir. Seçici dağıtım sistemi üyeleri sağlayıcının seçici dağıtım uyguladığı bölgelerde ek satış ve teslimat yerleri açabilir.

Satış yeri yeni motorlu araçları satmak için gereken sergileme salonu ve altyapıyı içerir. Örneğin, yeni motorlu araçları sergilemek için bir sergi salonu, gerekli bürolar,24satış personeli ve teşhir araçları gibi unsurlar bu kapsamda yer almaktadır. Bayi,araçları satış yerinde ya da başka bir yerde teslim edebilir.

Teslimat yeri başka bir yerde satılan araçların nihai kullanıcıya teslim edilmesi için gerekli ofis alanını, depo ya da araçların teslimata hazırlandığı bir alanı ve personeli kapsar. Bir bayi, her ikisi için de kriterleri karşılamak koşuluyla, teslimat ve satış yerini birleştirebilir. Seçici dağıtım sistemindeki bayiler, yeni motorlu taşıtları aktif olarak satabilecekleri için, teslimat noktasına reklam amaçlı afiş panosu asmaları ya da broşürler dağıtmaları engellenmemelidir.

 

5 - Seçici dağıtım sistemini seçmiş olan bir markanın yetkili satıcıları ek satış veya teslimat yeri açmak için distribütörün rızasını almak ve yeni sözleşme yapmak zorunda mıdır?

“2005/4 sayılı Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nin Açıklanmasına dair Kılavuz”un 42. maddesine göre, seçici dağıtım sistemi üyeleri ek satış veya teslimat yeri açmak için sağlayıcıdan izin alma mecburiyetinde olmadıkları gibi sağlayıcı ile bunun için ek bir anlaşma imzalamak zorunda da değillerdir. Ayrıca niceliksel seçici dağıtım sisteminin uygulandığı bölgelerde, sağlayıcının ilk kurulacak tesis yerlerinin sayısını sınırlama hakkı olmakla birlikte, açılacak olan ek satış veya teslimat yerlerinin sayısının bu sınırlamaya tabi olmadığı belirtilmelidir.

 

6 - Distribütör yetkili satıcısının aynı zamanda marka için özel servis olmasını engelleyebilir mi?

Yetkili Satıcının markanın özel servissi olması engellenemez. Ancak ilgili teşebbüs bir özel servis olarak, söz konusu markanın yetkili servisleri ile aynı konumda değerlendirilemez. Örneğin, garanti kapsamında gerçekleştirdiği bakım onarımların karşılığını sağlayıcıdan alamayacaktır. Ayrıca, sattığı yeni araçların bakım ve onarımını sağlayıcının sistemindeki yetkili servislere yönlendirmesi gerekebilecektir.