Karadeniz Bölge Toplantısı-Trabzon
21.09.2011 Karadeniz Bölge Toplantısı-TRABZON
7 milyar Dolarlık yatırımla 100 bin kişiye istihdam sağlayan çok güçlü bir sivil toplum kuruluşu olarak ön plana çıkan OYDER’in 7. Bölge Diyalog toplantısı Trabzon’da gerçekleştirildi.
Trabzon Belediye Başkanı’nın yanı sıra Trabzon ve çevre illerden yaklaşık 70 bayii ve çalışanlarının iştirak ettiği toplantının şeref konuğu ise Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Otay oldu.OYDER Başkanı H. Şükrü Ilısal ve OYDER Yönetim Kurulu üyelerinin ev sahipliği yaptığı 7. OYDER Bölge Diyalog Toplantısı’nda bir konuşma yapan Ilısal, “Türkiye’nin otomotiv geleceği daha parlak olacak, yetkili satıcılık mesleği hak ettiği değeri bulacak” açıklamasını yaptı.
Bölgesel anlamda 70’den fazla yetkili satıcının katılımıyla gerçekleşen toplantı kapsamında Türkiye’nin otomotiv geleceğinin çok daha parlak olduğunu vurgulayan ve OYDER çatısı altında gerçekleştirdikleri çalışmalar ile ilgili bilgiler veren OYDER Başkanı H. Şükrü Ilısal; “2008-2009’dan beri devam eden ve tüm dünyayı saran inişli çıkışlı süreç halen devam ediyor. Türkiye’nin aldığı istikrarlı kararlar ve ekonomik politikalar doğrultusunda bugün cari açığı bir kenara koyarsak büyüme rakamları, artan istihdam, düşen işsizlik oranı, yükselen kişi başına gayri safi milli hasıla gibi verilerin ışığında Türkiye’miz dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olma yolunda ilerliyor. Özellikle Avrupa ülkeleri borç stoğu ve bütçe açığıyla boğuşuyor.
Mukayese edildiğinde Türkiye ekonomisinin daha güçlü olduğunu görmek umut verici ve sevindiricidir. Elbette dünyada adım adım değişen hatta evrim geçiren sıkıntılı bir süreç var. ABD ve Avrupa ekonomilerinin içinde bulunduğu ne yapacağını, nereye gideceğini bilemez halini de analiz etmeden, bunun ülkemize olabilecek kısa ve orta vadeli etkileri üzerine de düşünmeden, planlama yapmayı ihmal etmiyoruz. Velakin bildiğimiz ve inandığımız tek şey var ki, o da çokdaha fazla iş ve aş sağlayacak atılımlar yapmak için fırsatları değerlendirmek, çalışmak ve katma değer üretmektir. Türkiye’nin hızlı ve istikrarlı bir çıkış içinde olduğu böylesi bir dönemde ayaklarımızın yere biraz daha sağlam bastıracak, binalarımızı da bizleri de ekonomik sarsıntıların etkilerine karşı sağlamlaştıracak verimli yolları arıyoruz” dedi.
OYDER: Türkiye’nin Otomotiv Geleceği Artık Daha Parlak!
“Türkiye’de otomotiv sektörünün geleceğine dair çok umutlu olduğunu vurgulayan OYDER Başkanı H. Şükrü Ilısal, “Otomotiv sektörünü daha da güçlendirecek strateji belgesi ve hükümetin topyekûn otomotivsektörüne olan uzun soluklu ilgisi, bizleri kısa ve orta vade için bile sevindiren gelişmelerdir. OYDER olarak yaptığımız fayda sağlama odaklı faaliyetlerde sektör tarafından ilgiyle ve takdirle algılanıyor. Hükümet nezdinde yaptığımız işlerin görünürlüğü ve dile getirilmesi doğru yolda olduğumuzun işaretleridir, bu hepimizin başarısıdır. Türkiye genelinde 1300 tesisle 100 bini aşkın kişiye ekmek kapısı yaratan otomotiv yetkili satıcıları olarak ise üstümüze düşen görevleri layıkıyla yerine getirmekten gurur duyuyoruz. Yeni oyuncunun girmediği bu sistemde, mevcut bayiler halen yeni yatırımlar yapmak için fırsatları da kolluyorlar. OYDER Başkanı olarak değil bu yapının bir parçası olarak şunu söyleyebilirim ki her türlü negatif durum karşısında bile moralimizi bozmadan yolumuzdan şaşmadan ilerliyor olmanın haklı gururunu da yaşıyorum” açıklamasını yaptı.
Yetkili satıcılık kavramının bir meslek olarak algılanmamasının yarattığı sektörel sıkıntıları dile getiren OYDER Başkanı H. Şükrü Ilısal, “Yetkili satıcılık kavramının Türkiye’de tanımınıntam olarak yapılmaması nedeniyle yetkili satıcılıkbir meslek olarak algılanmıyor. Bu noktada sırasıyla Sayın Bakanlarımız Sn. Nihat Ergün, Sn.Hayati Yazıcı ve Sn. Zafer Çağlayan’ı ziyaret ettik. Konuylailgili dert yakınmadan proaktif davranıp ve reformistduruş sergileyerek OYDER olarak yeni dönemde hükümettenyetkili satıcıların korunma altına alınmasını sağlayacakadımlar atmasını beklediğimizi arz ettik. Ayrıca ortalama70-80 kişinin istihdam edildiği bayilerimizin KOBİ olarakdeğerlendirilmesini de arzu ettiğimizi beyan ettik. Böylelikleyetkili satıcıların da KOBİ’lerin sahip oldukları ucuz kredi imkanı dahilbirçok avantaja sahip olarak düşen karlılık gibi çok önemlibir hayati engeli aşarak sürekliliklerini sağlayabileceklerine, binalarını,yapılarını kuvvetlendirebileceklerine inanıyoruz. Bu konunun takipçisiolmaya devam edeceğimizin altını da önemle çizmekisterim. Burada önemli olan kendi içimizde de bu reformistduruş ve fikri takibiyapabilmemizdir. Zira OYDER’e üye olsada olmasa da tüm otomotiv yetkili satıcılarının bu konuda yapılanlarıiçselleştirmesi, destek vermesi gerekmektedir. Niyetimizkimseye liderlik etmek değil, fayda sağlamaktır. HDISigorta’dan Petrol Ofisi’ne kadar farklı ve değerli kuruluşlarlayapılan işbirlikleri de benzer bir şekilde hedeflediğimizfayda sağlama niyetimizin birer değerli adımıdır” diyerek sözlerini noktaladı.
Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Otay da otomotivin herkesintahminlerinin aksine büyük bir hızla atılım gerçekleştirdiğini ve uzunyıllardır Türk ekonomisinin çevrilmesinde ve ihracatta enönemli rolü üstlendiğini belirterek şunları söyledi: “Türkiye’nin Cariaçığında veya döviz açığında eksi verdiği sektörlerin içindeotomotiv yok. Son günlerdeki tartışmaların temeli, geçmiştecari açık çok fazla artı verirken şimdi az artı vermesidir. ‘Otomobilyerli olsun, ithali az olsun’ tartışmalarını bir yıldır okuyanlar,otomotiv sektörünü ithale dayalı sektör zannediyorlar. Buyanlıştır.” diye konuştu.
Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında otomotivde yavaşlamışolan temponun devam edeceğini dile getiren Otay,“Ön bilgiler bu durumu gösteriyor. Şunu da vurgulamak lazım, bazetkisi var. Geçen yılın ilk 6 ayı çok düşük, ikinci 6 ayı sonundamilyona koşan bir endüstri oluştuğu için, bu yıl baz etkisinide düşünerek ileriki ayların geçen yılın benzer aylarındandüşük çıktığında sakin olmak lazım, panik olmamak lazım.Nasıl ki yüzde 55 artışı sükunetle karşılamak lazımdı, bu yılda belki geçen yıla göre daha kötü geçen aylar yaşayacağız.En son revize ettiğimiz tahminimiz, nispeten ağır vasıta dahil850 bin diyoruz. Hafif ticari araçlarda da yavaşlama olabilir.Ama bunlar panik yaratacak, durma olarak adlandırılacakyavaşlamalar da olmayacak. Sonuçta yılı tamamladığımızdabir rekor yıl tamamlamış olacağız. Buna hala inanıyoruz. Bununböyle olacağını planlıyoruz” diye konuştu. Otay, önümüzdeki 10 yılda Türkiye pazarının AvrupaBirliği’nin önünde koşacağı, Rusya ile birlikte AB’yi çeken lokomotifpazar olacağı beklentisinin mevcut olduğunu anlatarak,“Dünya otomotiv pazarlarındaki büyümeyi iyi analizetmek lazım. Dünyadaki büyüme Asya merkezli” dedi.Nuri Otay, Türkiye ekonomisinin birçok Avrupa ülkesi tarafından kıskanılacak bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu da sözlerine ekledi.
NURİ OTAY Röportajı
OYDER Karadeniz Bölgesi Yetkili SatıcılarToplantısı’nda konuşan Ford Otosan GenelMüdürü Nuri Otay, gelenekselleşen “DiyalogToplantıları”nın otomotiv sektörünebüyük fayda sağladığını belirterek, “Müşterinezdinde marka imajımız olan yetkili satıcılarımızın bir araya gelerek fikir üretmesini çok önemli buluyorum. Otomotivdedört temel unsurdan biri olan ve müşteriye en yakın olanyetkili satıcıların strateji geliştirmeleri, birlikte karar vermeleri,kendi gelişme alanlarını tespit etmeleri gibi faaliyetlere sadece kendi mali yapılarınıngelişimi ya da başarılarının artması açısından değil tümotomotiv sektörünün gelişimi açısından önemli bir katma değer ortayaçıktığını ifade etmek isterim.” dedi.
Nuri Otay, Koç Holding’in kuruluş felsefesinde de, sadeceotomotiv sektöründe değil, faaliyet gösterdiği tüm alanlardabayilerine verdiği önemi ifade ederek, Koç Holding kurucusurahmetli Vehbi Koç’tan bugüne Koç Holding’in gelişimindekibayilerin rolünü vurguladı.Türkiye’de otomotiv sektörünün gelişiminin Cumhuriyettarihiyle başladığını ifade eden Nuri Otay, sektörün yetkilisatıcılar ile birlikte gelişerek büyüdüğünü söyledi. RahmetliVehbi Koç’un bundan tam 83 yıl önce, otomotiv sektörüne,Ford markasının yetkili satıcısı olarak adım attığına değindi.Vehbi Koç’un Ankara’da Ford bayisi olarak başladığı birlikteliğin,sonrasında distrübütörlüğünü üstlenerek bugünlere geldiğini aktaran Nuri Otay, “Bu çaba, 1959 yılında FordOtosan’ın ogünkü adıyla ‘Otosan Fabrikası’nın İstanbul’dakurulmasıyla, ülkemiz ve sektör adına önemli bir gelişmeye vesileolmuştur. O güne kadar iğneden, ipliğe değin her şeyin ithaledildiği bir dönemde, hatta yolların olmadığı günlerdeülkemizde otomotiv sanayinin yolu ‘Otosan’ fabrikasıyla açılmışoldu. Ülkemizde sivil sanayinin gelişimi rahmetli VehbiKoç’un girişimleriyle başladı.” dedi.
Bugünlerde sektörde çok tartışılan “yerli marka otomobil”konusuna da değinen Nuri Otay, sektörün markasını yaratarakgeliştiğini ifade ederek, geçmişte üretilen Anadol, Muratve Kartal otomobillerinden örnek vererek konuşmasını sürdürdü.Geçmiş yıllarda, kapalı bir ekonomisi olan ülkemizdesadece iç pazarına yönelik otomotiv sektörü, 1980 yılındanitibaren gelişimini sürdürdüğünü aktararak, “1996 yılındaGümrük Birliği’ne dahil olan Türkiye’de sektör ciddi bir büyüklüğeulaştı. Günümüzde ise sadece pazar olarak değilüretimiyle de sektör Avrupa ülkeleri arasında üst sıralarayerleşerek, gelişim ivmesini hızlandırmaktadır. Türkiye’nin1996 yılında Gümrük Birliği’ne girdiği dönemde yine FordOtosan’da İthalattan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı göreviniyürütüyordum. O günlerin gazetelerinde büyük manşetleryer alıyordu. Bu manşetlerde, ülkemiz otomotiv sektörününAB içinde ilk batacak sektör olduğu yer alıyordu. Bugelişmeleri şirket içinde mühendis arkadaşlarımızla değerlendirdiğimizde,basındayer alan bu manşetlerin bize büyükbir hırs ve şevk verdiğini anımsıyorum. O günlerde heptepelerde gezen ve geleceğin sektörü olarak ifade edilensektörler tekstil ve turizm sektörleriydi. Otomotiv, herkesin tahminlerininaksine, büyük bir hırs ve atılımla Türkiye’nin uzunyıllardır göz bebeği haline geldi. Gerek ihracatta, gerekTürk ekonomisindeki yeri itibariyle lokomotif bir sektör olarakgerçek yerini ve değerini bulmaya başladı. Bu sayede sektör ülkeekonomisinde en önemli rolü üstlendi.” dedi.
Otomotiv sektörünün bugünkü yapısını da değerlendirenNuri Otay, “Otomotiv sektörünü merkeze koyduğumuzda,bağlantılıbir çok sektör de ortaya çıkıyor. Ana ve tedariksanayinin yanında demir, çelik, plastik, elektrik, elektronikgibi bir çok yan sektör giderek gelişiyor. Bununlaberaber tekstil, petro kimya ve hatta finans sektörleri giderek otomotivsektörünün bir parçası haline geliyor. Savunma, tarımsektörleri gibi servis ve pazarlama sektörleri de paralelindegelişiyor. Bu gelişim turizm, ulaşım ve inşaat gibisektörleri de etkiliyor. Kısaca, otomotivde işler yürüdüğünde,diğer sektörlerde bu ivme ile birlikte bir hız kazanıyor.”dedi. Nuri Otay, bu gelişmelerin, sektörümüzün öneminingiderek artmasının yetkili satıcıların mutluluğu üzerinde deifadesini bulmasını temenni ettiğini ifade etti.
Otomotiv yetkili satıcılığını hep birlikte sektör bileşenleriolarak cazip hale getirmek gerekliliğine işaret eden NuriOtay, “Otomotiv sektörünü bugün değerlendirdiğimizde bazı konu başlıkları önem arz ediyor. Bunlardan en önemlisi‘ihracat’ konusudur. Cari açıkta eksi bakiye verdiğimizsektörler içinde otomotiv yer almıyor.Bu, sektörün ihracattakibaşarısını gösteriyor. Yerli marka araç tartışmalarınabaktığımızda otomotivin ithale bağlı bir sektör olduğuizlenimi ortaya çıkıyor. Bu yanlış bir algıdır, otomotiv sektörününson on yılına baktığımızda her zaman ihracat fazlasıverdiğini görürüz.AB’deki daralma ve bizim pazarımızın küçülmesi, şu anda sektörümüze geçici bir daralma yaşatmaktadır. Ancak, ileriyeyönelik büyüme planlarına baktığımızda en fazla artıverecek sektör yine otomotivdir. 2023 planında baş rolü oynayacakolan sektör, bizim sektörümüzdür. Bu yüzden bir kere daha,yaptığımız işin gururunu ve önemini yaşamamız gerekiyor.”dedi.
Otomotiv sektörünün 1996 yılında başlayan Gümrük Birliğisüreciyle beraber yükselen ihracatının, ülkemizde Avrupa için üretim yaparak otomotiv sektörünügeliştirdiğini ifade etti. Yıllar içindeözellikle hafif ticari araç ile ağır vasıta üretimi ve bunların sağladığı ihracat sayesinde son derece güçlü ortaklıkları, yabancı sermaye yapısını, kalite yönetimini, marka değeri oluşmayabaşlayan tedarik sanayini ve etkin pazarlamayı geliştirdiğiniifade eden Nuri Otay, sektörün 2010-2012 yılları arasınıAr-Ge dönemi olarak tanımladı. Otay:, “Ar-Ge yasası sonrası, FordOtosan olarak sadece Türkiye’deki üretimlerimiz içindeğil, Ford markasının küresel bir Ar-Ge merkezi olmayı başardık.,Detroit’te ya da Almanya’da üretilen tüm araçların motorlarıda dahil olmak üzere, birçok teknolojik yenilik Gebze’deki Geliştirme Merkezimiz tarafındanyürütülmektedir. Bu merkezimizde Ar-Ge yapan bineyakın mühendisimiz çalışmaktadır.” dedi.