OYDER, Ankara’da yetkili satıcıları biraraya getirdi
OYDER İç Anadolu Bölge Toplantısı 25 Kasım günü, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sanayi Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Demiröz, Koç Holding Otomotiv Grup Başkanı Cenk Çimen, OYDER Başkanı H. Şükrü Ilısal ve bölgede faaliyet yürüten yetkili satıcıların katılımıyla Ankara’da gerçekleşti. Tüm Türkiye’deki Otomotiv yetkili satıcılarını tek çatı altında toplamak üzere yola çıkan OYDER’in yetkili satıcılar arasındaki iletişimi ve dayanışmayı geliştirmeyi hedefleyen bölgesel toplantılarının ikincisi Ankara’da gerçekleştirildi. Diyalog konsepti ile 23 Ekim 2010 tarihinde İzmir’de Ege Bölgesi’nde başlayan toplantıların ikincisi niteliğindeki toplantıda, Ankara ve çevre illerden, farklı markaların 100’e yakın yetkili satıcısı bir araya geldi. Toplantının açılış konuşmasını yapan OYDER Genel Sekreteri Tamer Atsan OYDER’in faaliyetleri, amaçları ve bölgesel toplantıları hakkında bilgi verdi. Yeniden yapılanarak büyümeyi hedeflediklerini belirten Atsan, 20 yıllık bir dernek olarak 2011 yılında Türkiye’deki otomotiv yetkili satıcılarının yüzde 70’ini OYDER çatısı altında bir araya getirmeyi hedeflediklerini belirtti. Sektörün sıkıntılarının tartışıldığı ve bu sıkıntılara çözüm arandığı toplantıda sektörün önde gelen yöneticileri de sektör hakkında değerlendirmede bulundu. Toplantıda söz alan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Demiröz, konuşmasında otomotiv sektörünün ülke ekonomisindeki öneminin altını çizdi. Demiröz, yaptığı konuşmada bugün ülkemizin otomotiv sanayinin Avrupa Birliği’nin 7’inci, dünyada ise 14’üncü sırasında yer aldığını söyledi. Sanayi Bakanlığı olarak ülkemizde vergilendirme konusunda iyileştirme faaliyetleri yürüttüklerini belirten Demiröz, özellikle elektrikli ve hibrit otomobilde tüketicileri teşvik edecek ve yaygınlığı artıracaklarını sözlerine ekledi. Toplantının bir diğer konuşmacısı olan Koç Holding Otomotiv Grup Başkanı Cenk Cimen ise global boyutlarda sektörü değerlendirirken gelişmekte olan ülkelerin otomotiv sektöründe önemli bir potansiyel oluşturduğunun altını çizdi. Türkiye’nin de gelişmekte olan pazarlar arasında önemli bir konumu olduğunu söyleyen Çimen, gelecek dönemde pazardaki satışların hızlanacağını ve pazarın genişleyeceğini sözlerine ekledi. Koç Holding Otomotiv Grup Başkanı Cenk Çimen, global çapta krizin etkilerinin en yoğun olarak hissedildiği Avrupa’da otomotiv üretimnin stok fazlasının rekabeti artırdığını ve bundan dolaylı olarak Avrupa’da yetkili satıcıların büyük sorunlar yaşadığını belirtti. OYDER Başkanı ve toplantının ev sahibi H. Şükrü Ilısal ise toplantıya katılan tüm yetkili satıcılara, OYDER ile birlikte tek bir çatı altında toplanma çağrısı yaptı. Sektörün sıkıntılarına çözüm üreten ve sektörün gelişimi adına çeşitli faaliyetlerde bulunan OYDER, aynı zamanda başlattığı bu toplantılarla bugüne kadar eksikliği hissedilen “Bayiler arası iletişim ve iş birliğini” de geliştirmeyi hedefliyor. Her ay Türkiye’nin farklı bir bölgesinde yapılacak Diyalog toplantıları ile tüm Türkiye’ye yayılmayı hedefleyen OYDER, Türkiye’deki 1300 civarındaki Otomotiv Yetkili Satıcısını tek bir çatı altında toplamayı hedefliyor.. Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanı
Cenk Çimen:
Krizi sektörümüz başarıyla yönetti
2011 yılında otomotiv pazarını tahmin etmek oldukça zor. Fakat bu yılki seviyede gideceğinizi düşünüyoruz. Bizler Koç Holding olarak bütün planlarımızı, çalışmalarımızı, imalatımızı, ithal siparişlerimizi bu seviye üzerine kurguladık. Yetkili satıcılar olarak sizlerinde aynı şekilde sisteminizi buna göre tasarlamanız gerekiyor. Fakat bir yandan bunun riskleri var mı? Evet, risksiz bir iş var mı? Biraz öngörülü davranıp buna göre teşkilatımızı şekillendirmemiz gerekiyor. Otomotiv pazarında “yüzde 2.5 veya 3 kazandık”, “kar marjlarımız çok düşük” gibi değerlendirmelerde bulunmak bize doğru gelmiyor. Otomotiv ticaretinin kilidi yüzdelerde yatmıyor. Bu işin kilit noktası otomobili ne kadar hızla sattığınız, ne kadar stok tuttuğunuz ve ne kadar finansman yaptığınızla bağlantılıdır. Otomotiv ticaretine bütün ve büyük bir iş olarak bakabilmek gerekiyor. Ticaretimizde yüzümüzü yaptığımız işin toplamına çevirmemiz gerekiyor. İşin toplamından memnunsanız o zaman demek ki karlılıklar tatmin edici bir seviyedir. Türkiye’de şu anda bayi karlılıkları bu yıl tatmin edici seviyedidir. Araç satışındaki kar marjının bir miktar düştüğünü görüyoruz, ama adet olarak baktığımızda bir büyüme söz konusudur. 2010 yılı için 500 bin adetlik satış planı yaparken bu rakam yıl sonu 750 binler seviyesine ulaştı. Bu da yüzde 50 bir büyümeye işaret ediyor. Toplamda karlılıkta bir artış gözlemleniyor. Otomotiv ticaretinin bileşenleri olarak biz esasında bankalara, faizlere çalışıyorduk. Şu anki borçlanma seviyesiyle bundan iki yıl, üç yıl, beş yıl önceki borçlanma seviyelerine baktığınız zaman, o zaman taşıdığınız yükle şu an taşıdığınız yüke baktığınız zaman ne kadar önemli bir avantajınız olduğunu göreceksiniz. Bu dönem artık iş yapmak daha kolay bir hale geldi.
Türkiye’deki yetkili satıcı teşkilatının seviyesi çok iyi bir noktadadır. Yetkili satıcılar içinde girişimci, işini büyütmek ve geliştirmek isteyen arkadaşlarımız var. Otomotiv işine yatırımlarını kanalize edip işlerini nasıl büyütebilirler, nasıl daha genişletebilirler diye bakmaları gerekiyor. Müşteri çok hızlı değişiyor. Müşterinin talepleri, ihtiyaçları değişiyor. Yepyeni yaptığınız müşteri bekleme alanı bir gün geliyor yetersiz kalabiliyor. Elinizdeki parayı size geri dönecek şekilde müşteriye yatırmanın yollarını aramak gerekiyor.
Türkiye Otomotiv Pazarı
Avrupa’dan çok farklı bir tablo var Türkiye’de. Türkiye bu sene otomotivde en iyi dönemlerinden bir tanesini yaşıyor. Daha 20 yıldan beri bugüne kadar yaptığımız tahminlerin tuttuğunu ben hatırlamıyorum. Ne dediysek farklısı çıktı. Bu yıl 500 bin seviyesinde bir pazar olacak dedik; pazar 750 bini geçiyor. Bizim beklediğimizin oldukça üstünde bir pazar var. Türkiye’de imalat sanayi ilk on aylık dönemde yüzde 28 seviyesinde artmış durumda. Pazar, geçen yıl teşviklerin de olmasına rağmen ilk on ayda yüzde 23 seviyesinde arttı. İhracata da baktığımız zaman yüzde 25 seviyesinde adet bazında arttığını görüyoruz. Pazara baktığımız zaman ilk on ayda, ağır ticari vasıta dahil toplam 560 bin adetlik satış yapıldı. Bu yılın sonunda da 750 bin seviyesinde pazarı kapatıyoruz.
Krizler ve fırsatlar Önümüzdeki fırsatları, hatta bu yaşadığımız ekonomik ortamı en maksimize edip önümüzdeki dönemlerde daha büyük yatırımlar yapacak şekilde, işimizi geliştirecek şekilde bakmak gerekiyor. Benim gördüğüm şudur: Her zaman elinizdeki fırsatları sonuna kadar kullanacaksınız. Türkiye gibi yerlerde tabi dikkatli olacaksınız, temkinli olacaksınız, adım atarken son derece dikkatli bir şekilde düşünerek bunu yapacaksınız ama fırsatı da kaçırmayacaksınız. Bir kriz olduğu zaman Türkiye’deki iş dünyası, iş alemi bunu yönetmekte son derece başarılı ve tecrübeli. Ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı, ne zaman yapacağımızı çok iyi biliyoruz.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi
Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Demiröz:
Dünya’da otomotiv sektörü, gün geçtikçe gelişen ve ülke ekonomileri için önemi artan bir sektördür. Bu sektörde firmalar arası rekabet hızla yükselmekte ve buna bağlı olarak verimlilik artışı, kaynakların etkin kullanımı, idari ve teknik organizasyon gibi unsurlar büyük önem kazanmaktadır. Bu kapsamda; Ar-Ge’ye yatırım, kalite yönetimi, ana ve yan sanayi arasında işbirliğine dayanan ilişkiler, nitelikli iş gücü istihdamı, esnek üretim yöntemlerinin uygulanması ve etkin pazarlama gibi özellikler rekabette öne çıkmayı belirleyen unsurlar olmaktadır.
Otomotiv sektörü, dünyanın en büyük yatırımlarının gerçekleştiği sektörlerden birisidir. Sektörde, Ar-Ge ve üretim kapsamında 85 milyar Euro’luk yatırım harcaması gerçekleştirilmekte ve yatırım yapılan ülkelerde 433 milyar Euro’nun üzerinde vergi geliri sağlanmaktadır. Otomotiv sektörünün 2 trilyon Euro civarında cirosu bulunmaktadır. Bu veri dünyanın ilk sıralarda yer alan sayılı büyüklükteki ülkeler arasında altıncı büyük ekonomiye karşılık gelmektedir. Benzer yapı ülkemiz otomotiv sanayi için de geçerlidir. Otomotiv sektörü, üretim içindeki payı ve ekonomik katkı oranı değerlendirildiğinde, imalat sanayi içinde önde gelen sektörler arasında yer almaktadır. Sektörün yurtiçinde yaratmış olduğu değerler (yurtiçi girdi kullanımı ve katma değer toplamı) ekonomide çok önemli bir yere sahiptir. Sektörün imalat sanayi toplam üretimi içindeki payı imalat sanayi sektörler ortalamasının üstündedir. Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu kapsamında otomotiv sanayinin 2009 yılı üretimden satışlar değeri 27,6 milyar TL.’yi, net satış hâsılatı ise 32,7 milyar TL.’yi aşmıştır. TÜİK tarafından açıklanan 2010 Eylül ayı resmi dış ticaret istatistiklerine göre de en büyük ihracat kalemimizi 1,12 milyar dolar ile motorlu kara taşıtları oluşturmaktadır.
Diğer taraftan, küreselleşme eğilimlerinin hızlandığı günümüzde gerek ulusal ekonomilerde, gerekse yoğun rekabetin yaşandığı uluslararası piyasalarda, ülkelerin yer edinebilmeleri ve bunu rekabet gücü olarak taşıyabilmeleri; sektörlerin ülke koşulları ve sanayi yapısına en uygun ve ileri teknolojileri kullanabilmelerine bağlanmaktadır. Sanayimizin gelişip dünyada söz sahibi olması için en önemli husus teknoloji etkinliğidir. Bu kapsamda, sanayi sektörleri, bu hızlı ve yeni süreçte modern teknolojilerin üretilmesi ve benimsenmesine yönelik strateji ve politikalar üretmenin yanı sıra teknoloji geliştiren, kendi markası ve tasarımı ile üretim yapan bir konuma gelmek zorundadırlar. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, bu yeniden yapılanma sürecinde, ülkemiz sanayi ve ticaret hayatını, dünyadaki yeni gelişmelere hazırlama çabasında olup; bu kapsamda amacı, Türk Sanayi Sektörünü, uluslararası rekabet şartlarına uyum sağlamış, verimlilik düzeyi ve katma değeri yüksek, teknoloji yoğun, markaya sahip kaliteli üretimi esas alan bir duruma getirmektir. Bu durum ülkemiz ekonomisinde son yıllarda ihracattaki birinciliğini koruyan otomotiv sektöründe de yeni bir planlama yapma ve strateji belirleme zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.
Bu kapsamda, belgelendirme hizmetlerinin daha iyi verilmesi, piyasa gözetim ve denetimlerinin sağlıklı yürütülmesi ve sektöre daha iyi hizmet verilmesi bakımından Bakanlığımızda bir değişim sürecine gidilmiş ve otomotiv sanayine hizmet veren Sanayi Genel Müdürlüğü yeniden yapılandırılmıştır.
Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planında da yer aldığı üzere otomotiv sanayinde kurumsal kapasitenin güçlendirilmesini teminen Bakanlığımız bünyesinde Sanayi Genel Müdürlüğü çatısı altında daha önce Şube Müdürlüğü seviyesinde yürütülen faaliyetler, Otomotiv Sanayi Daire Başkanlığının kurulmasıyla Daire Başkanlığı seviyesinde yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır.
Sanayi Genel Müdürlüğünde otomotiv sektöründeki değişimlerle ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara cevap verecek biçimde oluşturulan Otomotiv Sanayi Daire Başkanlığı bünyesinde Otomotiv Sanayi Strateji Şubesi, Otomotiv Sanayi Belgelendirme Şubesi ve Otomotiv Sanayi Mevzuat Şubesi adı altında 3 Şube Müdürlüğü oluşturulmuştur. Bu yeni yapılanma içerisinde Otomotiv Sanayi Belgelendirme Şubesi, Bakanlığımızın otomotiv konusunda asli vazifesi olan onay kuruluşu olma gereğini yerine getirmek üzere yapılanmıştır. Bu çerçevede, araç ve aksam Tip Onay belgelendirme işlemlerinin yürütülmesi ve bu belgelendirmelere esas Üretimin Uygunluğu denetiminin yapılması, belgelerin elektronik ortamda düzenlenmesi ve uygulamaların elektronik ortamda ilgili paydaşlarla paylaşılması hizmetlerini içeren ve 2011 yılı içerisinde uygulamaya geçmesi planlanan Tip Onayı Yazılım Projesi ile ilgili çalışmaların sürdürülmesi, Avrupa otomotiv mevzuatın uyumlaştırılması ile ilgili Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (BM/AEK) nezdinde düzenlenen mevzuat hazırlama toplantılarının takip edilmesi ve Motorlu Araçlar Teknik Komitesi (MARTEK) bünyesinde yapılanan alt komite faaliyetlerinin yürütülmesi gibi görevler Otomotiv Sanayi Belgelendirme Şubesi uhdesindedir.
Diğer taraftan, sektörün sorunlarına hızlı cevap verebilmek için yapılanan Otomotiv Sanayi Strateji Şubesi ise, otomotiv sektörüne yönelik strateji belgeleri ve eylem planları hazırlamak ve bunların uygulanması ile ilgili çalışmaları yürütmek, MARTEK toplantılarını organize etmek, sektörde ürün güvenliğini sağlamak için yapılan Piyasa Gözetim ve Denetim (PGD) çalışmalarını yürütmek, sektör ile ilgili kongre, fuar ve çalışma grubu gibi organizasyonlara Bakanlık adına katılım sağlamak, üzere görev yapacaktır. Otomotiv Sanayi Mevzuat Şubesi, otomotiv sanayi içerisinde yer alan ulusal mevzuatı hazırlamak ve AB ve BM/AEK otomotiv mevzuatının uyumlaştırılmasını sağlamaktan sorumlu olacaktır.
Sonuç olarak, söz konusu düzenleme; gelişmeye açık, esnek ve daha nitelikli bir yapıda, otomotiv sektöründe strateji ve politikaların geliştirilmesi, sektörün sorunlarına yeterli çözüm sağlanması, yol gösterilmesi, yeniliklerin takip edilmesi yönünde çok önemli katkı sağlayacaktır.